17 Nisan 2012 Salı

Atölye Çalışması Üzerine


Bu farklı etkinliğe katılma fikrimdeki en etken neden ilk olarak “merak”tı. Hocamız Ayla Antel den gelen maille “Acaba nasıl olabilir?” sorusuyla etkinliğe katılmaya karar verdim.

Etkinliğin ilk günü oldukça tedirgindim. Ne yapacağım, nasıl davranacağım, onların bana karşı tepkisi nasıl olacak gibi bir sürü soru vardı kafamda. Otizm hakkında pek bir bilgi sahibi değildim. Daha öncesinde çevremden duymuş olduğum bir takım söylemlerden ötürü  biraz da önyargılarım vardı. Çünkü karşınızdaki birey normal gelişen bir birey değildi. Sizin gibi tepkiler vermiyordu; farklıydı! Bu beni tedirginlikle birlikte biraz da korkutuyordu. Aslında gönüllü olmak bu önyargılarımızı, korkularımızı yıkmakta önemli bir adım. 

Beklediğimin aksine anlaşmakta o kadar da zorluk çekmedim. Karşınızdaki bireyi anlamanın yolu biraz empati kurarak hareket etmekten geçiyor. Aslında bu sadece bu durumda değil, günlük yaşamımızda da bu şekilde gelişmeli. Bu süreçte bir iletişimde bulunuyorsunuz ve bir ilişki kuruyorsunuz. İki tarafında gelişmesindeki tek yol bu ilişkiden geçiyor.

Birlikte birşeyler yaparken, öğrenen taraf sadece onlar olmadı. Biz de birçok şey öğrendik. Biraz da fark ettik. Karşınızda farklı bir birey olduğundan tepkileri de farklı oluyor. Ve siz onu bir şekilde anlamak için farkında olmadan tüm algılarınızı kullanıyorsunuz. Bu noktada özgürleşip kendinizi rahat bir şekilde ifade edebiliyorsunuz. Onlar bize göre çok rahat bir şekilde “sınırları” kendileri yıkıyorlar, biz bu durumda biraz daha beceriksisiz.

Her bir sonraki atölye çalışmasında kurduğumuz iletişim olumlu bir yönde gelişim gösterdi. Zamanla onlarda bizde birbirimize daha çok alıştık. Paylaşımlarımız arttı. Onları bizim dünyamıza adapte ederken, biz de onların dünyasına girmeyi bir şekilde becerebildik. Mesela üçüncü çalışmamızda Ece tuvalet ihtiyacını gelip bana söylemişti. Önce ne yapıcağımı bilemedim ama sonra tedirgin olmamam konusunda Ece beni bir şekilde ikna etti. Çağdaş, diğerlerine göre daha içenik kapanıktı. Ama birkaç atölyeden sonra bizimle iletişim kurmaya başladı. Üstelik çok uzun bir zaman da değil, sadece iki hafta içinde. Şevval söylemek istediklerini konuşmak yerine bağırarak ( kulaklarınızı sağır edecek bir şekildeJ )dile getiriyordu. Tüm bunlar çok eğlenceli gibi görünmese de sizin gelişiminiz, başkalarını anlayabilmeniz açısından oldukça öğretici deneyimler oluyor. Bu süreçte öğrendiğim en önemli şeylerden biri de birbirini değiştirek yerine, birbirine uyum sağlamak. Herkesin dünyasına saygı duymak ve karşındakini anlayabilmek için çaba sarf etmek.

Atölye çalışmaları boyunca farklı disiplinlerle bir araya gelip çok güzel işlerin ortaya çıkabileceğini de görmüş olduk. Bu bağlamda disiplinler arası çalışmanın önemi açısından da bu çalışmanın iyi bir örnek oluşturduğunu düşünüyorum. Bu süreçte bize yardımcı olan psikolog arkadaşlarımızdan birçok şey öğrendiğimiz gibi, okulumuzdaki farklı bölümlerle de bir araya gelerek oldukça verimli çalışmaların ortaya çıktığını gördük. Farklı disiplinlerdeki her kişinin yaklaşımı da birbirlerinden değişik oluyor. Böylece aynı duruma ne kadar farklı yaklaşım geliştirilebilceğini de deneyimleme şansı elde etmiş oluyorsunuz. Atölyeler boyunca deneyimledimiz farklı şeyler korkutucu değil, aksine bizi zenginleştiren şeylerdi.